9 Temmuz 2019 Salı

Belki de bu yaz kan kokacak lordum...

Neal Stephenson

Kaçmak istiyorsun. Sıcak yaz günlerinde, kucağına kitabını alıp, serinlikte saatlerce okuyabilirsin. Başka bir dünyanın maceralarını okumaya niyetlisin. Kahramanlarının, diyarlarının, yaratıklarının, kavgalarının bambaşka olduğu yapıtlar. Gerçek dünyanın trajedileri, haksızlıkları ve dramları yerine hiçbir zaman ziyaret edemeyeceğin dünyalardaki ejderhaları, kaleleri, kılıçları okuyarak zihnini uzaklaştıracaksın. Yaz kaçmak için bol zaman verir.

Az kişinin boş zamanı vardı eskiden, hayat daha fazla sorumluluk gerektiriyordu, herkes bir kavgada kendisine yer kapmalıydı. Milletler, ümmetler, aileler, aşiretler, tarlalar, çarşılar, fabrikalar zaman bırakmıyordu. Sonra ne olduysa, önce çocukluk ve boş zamanı oluşmaya başladı, sonra teknoloji ve ileri-endüstri insanların hayatlarını değiştirerek zamanlarını boşalttı. Elbette bugün insanların zaman bulamamaktan yakındığını duyabiliriz ve kavgalar bugün de devam etmektedir, ama bize pratik faydası olmayan, ama hayal gücümüzü şekillendirip besleyerek sıkıntımızı giderebilen farklı türlerde yapıtlara ihtiyaç duymaya başladık. İnsanların uydurdukları alternatif dünyalar, hikayeler ve kurallar, kısacası fantezi yapıtları, sadece kitaplardaki yazılar ve çizimler sayesinde değil, arkadaşlarla oynanan oyunlar, ekranlardan izlenen filmler, kulaklıklardan dinlenen müzikler için de gerekli kaynaklar haline gelmiş durumda. Milyonlarca insanın zamanını dolduran, dikkatini çeken, enerjisini kapsayan fantastik dünyalarla kaplanıyor kültürlerimiz.

Yetişkinlerin fantastik diyarları


Son efsane Taht Oyunları ya da Buz ve Ateşin Şarkısı oldu. George R. R. Martin’in yapıtı, tıpkı Yüzüklerin Efendisi ya da Harry Potter gibi filme aktarılınca, kitlesel bir çılgınlık seviyesine ulaştı. Televizyondaki gösteriminin ikinci sezonu biter bitmez, plajları ve ulaşım araçlarını ellerinde dizinin diğer kitapları bulunan insanlar kapladı. Türkçe yeni yayımlanan üçüncü kitap Kılıçların Fırtınası çok satanlar listelerinde şaşırtıcı bir şekilde zirveye ulaşırken, dizinin İngilizce baskıları yabancı kitap satan kitabevlerinin listelerinde neredeyse ilk beşi kaplıyor. İki senedir rüzgarı arkasına alan Buz ve Ateşin Şarkısı bilim-kurgu/fantezi edebiyatıyla yetinmeyen, Hollywood için de senaryolar yazmış (en ünlüsü TRT yıllarında Aslan Adam Vincent karakterinin güzel Linda Hamilton’la birlikte biz seyircileri de kendisine hayran bıraktığı Güzel ve Çirkin dizisiydi) George R. R. Martin’in 1991’de yazmaya başladığı ve durmadan genişlettiği fantastik iktidar mücadelesi serisi anlaşılan Tolkien’in yapıtlarının yakınlarında bir yere konumlanacak meraklılarının yıldız haritalarında.

Oldukça canlı ve kanlı olarak filme alınmasının dışında Martin’in yapıtının başyapıt olarak kabul edilmesine neler sebep olabilir? Ortaçağ tarihini aratmayacak kalabalıktaki asillerin ilişkilerinin, bir kurulup bir bozulan şehvetli ittifaklara dönüşmesi mesela. İnsanların konumlarının soyluluklarına bağlı olduğu bir düzenin anlatılmasına rağmen, tarihi anlatılara göre çirkin ve zayıf olan bazı karakterlerin güzel ve heybetlilere oranla daha etkili roller almaları ve masalsılar yerine kurnaz çözümlerle kadınların, yabancıların ve de ucubelerin en esaslı kahramanlar haline gelmesi de olabilir. Acımasız ve yekpare düşmanla savaşmak için güçlerini birleştiren farklı kahramanların yerine, her biri kendi mantığında ve karakterinde ötekilerle mücadeleye girecek olan sayısız soyun ve soylunun bakış açısından olup bitenlerin anlatılması da yapıtı farklılaştırıyor. Siyah beyaz ahlak safları yerine her bir karakterin kendi ahlaki sınırlarını oluşturduğu ve okurun ahlakıyla uyum sağlanmasının gözetilmediği, güç ve ölüm kalım mücadelelerinin kaotik yapısının olabildiğince çıplaklıkla anlatılıyor olması da Buz ve Ateşin Şarkısı kitaplarını daha fazla yetişkinler için uygun bir fantastik yapıt haline getiriyor. Taht mücadelelerinden sıkılanlar için de kuzeyde ve güneyde, ölüler diyarıyla bebek ejderhaların renklendirdiği yan anlatıların da eklenmiş olması da monotonluğu ortadan kaldırıyor. 
 

Ufukta Doğunun barbarları gözüktü: Mongoliad


Taht Oyunları’ndaki kanlı mücadeleleri ve Bizans’ı aratmayan entrikaları yeterli bulmayan okurlar için yeni bir alternatif de Neal Stephenson ve arkadaşları tarafından 2010’da akıllı telefonlar ve e-kitap cihazları için yazılmaya başlanan, Nisan 2012’deyse kitap baskısı yapılan bir seri: Foreworld. İlk kitap Mongoliad 13. yüzyıldaki Moğolların, Asya’nın bir ucundan başlayan ve Avrupa’nın batı kıyılarına kadar tüm halkları yerinden etmiş, birbirine katmış tarihin en hızlı, acımasız ve büyük işgalini kurgu zeminine çekiyor ve acımasız Altın Ordu Hanlığı'nın askerlerine karşı gelmeye çalışan Avrupalı bir grup çılgını anlatıyor. Üçleme halinde kitaplaştırılacak olan Moğolların gizemlerinin tarihsel olarak 19. yüzyıla kadar da takip edileceği anlatısı, eylül ayında da ikinci cildiyle okurların karşısına çıkacak. 

[Ağustos 2012]

Hiç yorum yok: