23 Aralık 2008 Salı

Şimdiki Zamanda Bu Topraklarda Birey

Yanlış ve eksik şekillendirilmiş bireyin dünyasında, kimlik çoğulluğunun hapsettiği yalnızlık: tüm diğerlerini öteki diye adlandırması.

*

Özelde Türkiye’de sonradan yaratılmış bir dünyaya ait olma çabası, genelde gittikçe hızlanan ve vahşileşen hayatta kalma savaşı, dünyasının merkezinde kendini yalnız hisseden bireyin ayağını sağlam basabilmesini engellemektedir. Kendini oluşturması gereken zamanda, başıboş bırakılmaktan kaynaklanan savrulmaların arkasında, tam kim olduğunu saptayacakken; hayatla karşılaşmak zorunda kalır. Yaşam mücadelesinde çeşitli oranlarda destekle yalnız bırakılmış diğerleriyle, sadece yaşamsal fonksiyonlarını devam ettirebilmek için büyük bir savaşımın ortasına düşmüştür. Modern çağın silahının bilgi olduğu söylenmekte iken, ya bilgiye ulaşması için gereken imkânlardan yoksundur ya da doğru bilgiyi seçemeyecek kadar çok ve gereksiz bilgi yığınının içinde boğulmaktadır.

Kendisine doğru diye öğretilenleri unutmak zorundadır. Beynini şekillendirmeye çalışan tüm saldırıları bertaraf etmesi için asıl çocukluğundan beri içine sızmış olan ve artık egemenleşmiş bir kültürle mücadele etmesi gerektiğini fark etmiştir. Şüphe duymaya başladığında, içindekiler kemikleşmeye başlamıştır ve kemiklerin atılmasıyla boş bir paso haline gelme, her an yıkılabilme tehlikesiyle yaşama ihtimali ortaya çıkmıştır. Gideceği yönü seçmeden önce, korunaksız bir biçimde, kendisini yıkmak için her yönden esen rüzgârların önünde ayağa kalkabilmesi gerekir.

Teslim olmamak için, ufacık bir kırıntıyı bile ararken; tüm yönlerden kuşatıldığını ve her an değişen, bir yerlerde katılaşan, başka bir yerlerde jöle kıvamıyla tüm hücrelerine saldıran bir düşmanla savaşmak zorunda bırakılır. İşin en kötü yanı, bu düşmanı fark edenin sadece kendisi olduğunu sanmasıdır. Daha doğrusu, kendisi dışındaki herkese karşı şüpheyle yaklaşmasını sağlayacak kadar çok suçlamayla etrafındaki herkesi kötü ilan etmektedir.

Kazara kendisine seçebileceği tüm değer sistemleri, birbirlerini kötülemekte, nötrleştirilmekte ve işe yaramaz hale getirilmektedir. Sırtını dönmesi gerektiğini hissettiği, egemenleşen bir kültür tarafından yutulmakta olan diğerlerinin de yok olduklarını sanmaktadır.

Kuşatma altında olduğunu fark etmesine rağmen güç toplayacak hiçbir şey bulamadığından, sessiz bir varlığa dönüşme tehlikesi ortaya çıkar. Bunca gürültü arasında sesini duyuramayacağı ve hatta sesini kaybedeceği endişesinden, susmaya başlar.

Usulca bir yol aramak istiyordur aslında. Kendisini bastırmak isteyen, zaaflarından yararlanıp işgal etmeye çalışan bütüne teslim olmamak için onun silahlarından da uzaklaşması gerekmektedir. Ya da böyle bir yanılsamayla doldurulmuştur. Sonuçta, artık her şeyden şüphe etmektedir.

Hiç yorum yok: