13 Aralık 2008 Cumartesi

Babil Yolu (1. Parça)

EB'ye...

I

Şairler çağından düşen, son yanlış tohumlardan
biriyim. Sözün krallığı yıkıldığından beri, eriyip
gittiğini görüyorum soydaşlarımın. Yarı insan olmam
uzatmış olmalı ömrümü, ama artık kalemimin ucundan
dökülenler, yalnız bir acının koyu mürekkebinden
başkası değil.

II

Yaşam derdi keçi ayaklı eski bir tanrı dostum,
biz tanrıların yaşamı, ne yazıktır ki yarattığımız
şu ölümlülere bağlı. Komik değil mi bu ilahi kural
tek bir ölümlü kalmazsa bize inanan, elimizden
düşüp kırılır o ince ölümsüzlük kasesi. Sonra,
bekleyip dur yüzyıllarca, bulsun kazara bir ölümlü
de tutsun dile versin adını bir daha...

III

Sadece siz değilsiniz dost olan ölü tanrılarla,
ey Nil’de aranan avare, geçmiş zamana ait bir ruh
barındıran tüm bahtsızlar gibi, karanlıklarımda
gömülmeye yazgılıyım şu sözden mabedime.

Yıkım çağına tanık olmaya yazgılı soluk ruhlar
taşıyıveriyor bedenlerimiz, kayıp zamanların izinde
kaybolup duran biz, gün geldiğinde sanki hiç
gitmemişcesine dönüvereceğiz, belki bir kaçımız
hatırlayacak sonda kalan hangimiz, hangimizde?

IV

Dillerle sınırları çizilmiş haritasında, devrik
Babil kulesinin, sırtında yazgısı, düştüğünde yollara
ezelden ebede yargısı, dönüp geri gelecektir
atlasın aynı köşesinden girecektir, her seferinde
yeni bir dil yarası, kendi cehenneminin tam arası...

Geri geldiğinde kan akan yarası dillenecektir
geride kalanlara diyecektir, bitim savaşından diri
çıkmanın omuzlarına ağırlığı, diyar diyar kanar toprağa,
döküldüğü yerde dağın denize, söz verecektir
çıplak ayaklı yarı tanrı, git de anlat gitmeyenlere,
geri dönenin geri dönmeye, döngülü olduğunu...

V

Benden önce çıkmıştınız yola, benim yaşımda,
benim posumdaydınız, yolda postunuzu ağarttınız,
sizden öncekilerle karşılaştınız, benden daha açtınız,
yol döndü, kıvrıla kıvrıla gerinizde yıl oldu,
birike birike doldu kader çukurunuzda, benim yaşımda
yeni bir yolcuya damladı geride, biliyorum benden çok
önce çıkmıştınız yola, benim posumda...

Hiç yorum yok: