8 Nisan 2009 Çarşamba

Bir Kutu-adama Silah Doğrultulmaz...

"Aslına bakılacak olursa, kutu yapmak öyle uzun boylu bir iş değildir (ihtiyaç halinde bu iş bir saatten az sürer). Ama kutuyu taşımaya başlamak ve kutu-adam olmak çok cesaret gerektirir. Ne olursa olsun denerek bu anlamsız kutu kafanın üstünde sokağa çıkıldığında, kutu-adam haline gelinir. Yani ne adamsınızdır artık, ne de kutu. Bir kutu-adam tıpkı yılanlar gibi, hoş olmayan bir zehir taşır. Aynı şekilde, ininde halka sergilenen bir ayı-adam veya bir reklam afişi üzerinde bulunan bir yılan-kadın da belirli dozda zehir salgılarlar, ama bunlar bir giriş bileti karşılığında hemen etkisini kaybederler. Oysa kutu-adamın zehrini salgılaması bu kadar basit bir sorun değildir."

(...)

"A.'nın tek hatası, kutu-adam olma konusunda bir başkasından daha bilinçli olmasıydı. Onunla alay edemezsiniz. Bir kere bile olsun, kimliği belli olmayan insanlar için var olacak, kimliği belli olmayan ve kapıları fark gözetmeksizin herkese açık olacak bir şehir hayal ettinizse; kendinizi bir kere bile olsun, yabancı insanlar arasında, savunmaya gerek duyulmayacak bir şekilde, amuda kalkıp yürüyebileceğiniz veya kimse bir şey demeden sokakta uyuyabileceğiniz; yeteneğinizle gurur duyuyorsanız şarkı söyleyebileceğiniz ve bütün bunları yaptıktan sonra, arzu ederseniz o kimliği belli olmayan kalabalığa karışabileceğiniz bir şehirde düşündünüzse, kayıtsız olamazsınız, zira siz de her zaman onunla aynı tehlikelerle karşı karşıyasınız.
İşte bu nedenle, hiçbir zaman bir kutu-adama silah doğrultmamak gerekir."

[Kobo Abe'nin Kutu Adam adlı romanından... Türkçesi Ahmet Gürcan, Remzi Kitabevi'nden 1993 yılında yayımlanmıştı.]

Hiç yorum yok: