26 Kasım 2008 tarihi küresel Tarihimizin önemli tarihlerinden biri olabilir, birkaç muhtemel sebeple:
1. Terör tarihi açısından: Hindistan'ın Mumbai metropolünde (eski Bombay) gerçekleştirilen ve henüz üzerinden iki gün geçmesine rağmen sonuçlanmayan terör saldırıları, çapı, organizasyonu, süresi ve iletişimi açısından bugüne kadar gerçekleştirilen en etkili saldırılardan biri olarak kabul edilebilir. Başlangıçta 10 farklı noktada başlatılan bombalama ve tarama eylemleri, teröristlerin belli noktalarda sıkışmasıyla üç-dört binada iki gündür sürmekte. Mumbai'nin turistik merkezinde, en gösterişli iki otelini kapsayarak gerçekleştirilen bu terör saldırısına katılanlar hem gidecekleri yerleri iyi analiz etmiş, gerektiğinde planları elde ederek derslerini çalışmış, hem de uydu telefonları vasıtasıyla birbirleriyle ve üstleriyle sağlıklı iletişim kurmuşlar. Amerikan filmlerinin bile belki de hayal edemeyeceği bir senaryo ortaya çıkmış oldu sonucunda. Şu anda 143 ölü, 300'ün üstünde yaralı var. 9 terörist öldürülmüş, 1'i yakalanmış ve olayların üzerinden 42 saat geçmiş olmasına rağmen hala Nariman Binası ve Tac Oteli'nde teröristler bulunuyor.
2. İletişim tarihi açısından: Terör saldırılarının, hele örgütlü olanlarının, en önemli özelliklerinden biri medya tarafından iyi yansıtılabilmeleri için prime-time'dan biraz önce gerçekleştirilmeleridir. Böylece mesajlarını daha iyi verebilmek için daha iyi raiting alırlar terör örgütleri: Tüm televizyon kanalları özel haberler geçer, ertesi günkü gazetelere yetişebilirler. Mumbai saldırıları terör saldırısının medya yayını açısından özel bir durum yarattı: Internet yayıncılığı ve blog siteleri mainstream medyanın, büyük kanalların ve deneyimli gazetecilerin yapamadığı bir düzeyde haberalmayı sağladı. Twitter adlı sitede her dakika onlarca girdi gerçekleştirilerek konuyla ilgili her bilgi sitenin takipçilerine ulaştırıldı, kimi zaman olayların bulunduğu yerlerdeki insanlardan geliyordu bu bilgiler. İnternette bulunan tüm bilgilerin linkleri veriliyor, yaralı ve ölülerin listelerinin dosyaları sunuluyor, hastanelerde ortaya çıkan acil kan ihtiyaçları duyuruluyordu. Flickr fotoğraf sitesinde olayla ilgili çekilen fotoğraflar hemen dolaşıma sokuluyor ve insanların olayın farklı boyutlarını anlaması sağlanıyordu. Google Map'te düzenlenen bir haritayla olayların nerede geçtiğini öğrenmek, wikipedia sayfasında da neler olduğunu anlamak mümkündü. İnternette sürgiden bu tempo CNN, BBC, Time gibi küresel medya devlerinin bile haber yapmaktan kaçınamadığı bir olguydu. Üzerinde çok tartışılacak bu olgu, Irak Savaşı'ndaki embedded medyadan çok daha demokratik bir medyanın ortaya çıkabileceğini gösterdi: Citizen Media.
3. Dünya tarihi açısından: Olayın ayrıntılarını bilmiyoruz, bu nedenle nerelere açılacağını ancak tahmin edebiliriz. Hindistan-Pakistan arasında yıllardır yaşanan gerginliklere yeni bir halka ekleyecekse, korkutucu olan her iki ülkenin de nükleer güç olması ve savaşmaktan kaçınmaması. Eğer İslami terör ama El Kaide mantığında ise, küresel güvenlik yine delinmiş olacak ve buradan anlayacağız ki her an herhangi bir metropolde böylesi bir saldırıyla karşılaşmak mümkün olacak, 1984 distopyasında olduğu gibi. Hangi senaryo gerçek olursa olsun, İsrail, Amerikan ve İngiliz binaları ve vatandaşlarına saldırıymış gibi gösterilen Mumbai olayları, dünya tarihinde önemli bir etki bırakacaktır. Savaş olasılığını düşünmek istemeyiz, ama kim kime yapmış olursa olsun, misillime gerçekleşeceği için muhtemelen Pakistan daha da karışacaktır. Şu aralar yapılan bir açıklamaya göre Pakistan güvenlik güçlerinden de yardım istenmiş, dolayısıyla işbirliği yaratma olasılığı da var.
4. Türkiye açısından: Aynı tas aynı hamam. Televizyon yayınlarını izlemiyorum, ama bu sabah uyanınca gazetelerin internet sayfalarına baktım. Milliyet ve Hürriyet sadece Türk rehine avukat hanımın akıbetiyle ilgilenen birer haber bırakırken ana sayfalarına, Radikal ve Zaman biraz daha ayrıntılı ama ilk beşe bile girmeyen haberler hazırlamış. Belki dünkü yayınları daha iyidir, ya da birazdan gidip alacağım basılı nüshaları daha doyurucudur, ama sanmıyorum. Dünyaya bakışı çarpık, aşırı milliyetçi olan gazeteci zihniyeti haberi ve bilgiyi böyle öldürür işte: Olayda Türk varsa önemlidir, ama yoksa boşver, birkaç satır yeter. Nükleer bir savaş söz konusu olursa bir gün, Türkler yapmayacak o savaşı muhtemelen, ama inanın bu ülke tamamen etkilenecektir. Küresel bir algılamaya ulaşmayacaksa bugünün gazeteleri, gazetecileri tabii ki hâlâ aynı ülke koşullarında yaşamaya devam ederiz. Siz hâlâ Sertab Hanım'ın kalınbağırsağıyla uğraşın Aysun Hanım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder