Jay Rubin
Tam olarak Japon edebiyat geleneklerine sıkıştırılamasa da yüzde yüz Japon yazar Haruki Murakami’nin her yeni romanı yaklaştığında içimdeki Japonya merakı nüksediyor. Kesinlikle Murakami’den çok önceye, sanırım çocukluğumun çizgi filmlerine, bilgisayar oyunlarına, elektronik cihazlarına ve sinema yönetmenlerine uzanan bir merak bu. Ama nihai eşleşmesi Murakami’yle oldu 21’inci yüzyılda. Hazır yeni Murakami romanı çıktı çıkacakken katkıda bulunduğu başka bir projeyle Japon öyküsüne, edebiyatına ve kültürüne okur olarak bir ziyaret yapma fırsatı daha buldum.
İngilizceye Murakami’nin yapıtlarından bazılarının (ve Soseki Natsume ile Akutagava’nın metinlerinin) çevirisini yapan ve Murakami hakkındaki biyografiyi hazırlayan Jay Rubin’in seçkisini yaptığı, Murakami’nin kapsamlı bir önsöz yazarak seçilmiş yazarları biz yabancılara tanıttığı bu güz yayımlanan ‘The Penguin Book of Japanese Short Stories’i edinip okumaya başladım.
Bizim dilimize doğrudan aktarılan metin oranı az olan bir dilin hüküm sürdüğü kültüre merak salınca insan, ister istemez bildiği diğer dilleri de devreye sokup araştırıyor, daha farklı yazarlara ulaşmaya çalışıyor.
Özellikle derlemeler söz konusu olduğunda, derleyicinin mantığı da bizi farklı boyutlarıyla merak alanımızla tanıştırabiliyor. Jay Rubin derlemesini bazı temalara bölmüş: Japonya’nın Batı’yla ilişkileri, zamanın militer zihniyeti, toplumundaki kadınlarla erkeklerin durumları, doğayla hafızanın ilişkisi, modern hayatın ıvır zıvırları, korkuları ve gerek insan yapısı olsun gerek doğal afet olsun felaketleri…
Murakami de bizim gibi uzaktan inceliyor
Toplam 32 yazarın 35 metni yer alıyor bu konular üzerine: Tanizaki’nin bir novellası, Soseki Natsume’nin bir romanından ve Yoko Ota’nın kitabından bir bölümle, Akutagava’nın bir öyküsünden alınan bir parça dışında seçilen metinlerin tamamı öykü. Kitaba önsöz yazan Haruki Murakami’ye ve Jay Rubin’in çevirdiği önemli yazar Ryunosuke Akutagava’ya kıyak geçilmiş, birden fazla öyküleri seçilmiş.
Murakami önsözünde yazarları tanıtıyor. Kendisine sık yapılan bir eleştiri doğrultusunda, Japon edebiyatına bir bakıma yabancı gözüyle bakarak tıpkı bizim gibi uzaktan bu yazarları incelediğini, ama elbette Japonya’da doğup büyümüş ve (edebiyat hocası ebeveynlerin oğlu) öz be öz bir Japon olarak her birisi hakkındaki öznel hatıralarını ve görüşlerini eklemekten geri durmadığını anlıyoruz.
Seçilen yazarlar Japonya’nın modernleşme sürecinin başladığı Meiji döneminden bugüne kadar etkili olmuş, ama illaki Japon edebiyatının en büyükleri arasında sayılmayacakların da aralarında olduğu (hatta bazı büyüklerin de olmadığı) bir kadro. Yaşayan 12 yazar var.
‘Japonya’nın Tanpınar’ından Kavabata’ya ve Dazai’ye
Japonya’nın Batı’yla ilişkileri kısmında Tanizaki’nin başlı başına kitaplaşabilecek çok başarılı bir yapıtıyla beraber, Japon modern edebiyatının bir bakıma Tanpınar’ı denebilecek Soseki Natsume’nin ve Kafu Nagai’nin metinleri var.
‘Sadık askerler’ adındaki militer bölümde en eski doğum tarihli subay yazar Mori Ogai’nin seppuku mektubu yanı sıra çelişkilerine rağmen en başarılı Japon yazarlardan kabul edilen Mişima’nın kurguladığı meşhur bir öyküsü yer alıyor: Bir askeri darbe sonrasında silah arkadaşlarını cezalandırmayı onuruna yediremeyen genç bir subayı eşiyle beraber törensel seppukusu.
Kadınlarla erkeklerin ilişkilerinin anlatıldığı bölümde aralarında yakın dönemde bizde yeniden yayımlanan ‘Mor Bir Serserinin Gezi Notları’yla bildiğimiz Osamu Dazai’nin yazar kızı Yuko Tsuşima’yla bizde de çok sevilen Banana Yoşimoto’nun bulunduğu beş kadın ve bir erkek yazardan öykü seçilmiş.
Hafızayla doğanın ilişkisinin irdelendiği öykülerde beş metinden sadece birini son dönemlerin öne çıkan kadın yazarlarından Yoko Ogava yazmış.
Modern hayatla ilgili öykülerde Mieko Kavakami dışında bilimkurgu yazarı Şiniçi Hoşi dahil dört erkek yazar daha var. Korku öykülerinde en eski yazarlardan adı en önemli Japon edebiyatı ödülüne verilmiş Akutagava ile en genç yazar 1986 doğumlu Savanişi’yle bir erkek yazar daha seçilmiş.
Depremler, savaşlar, nükleer bombalar, tsunamiler ve nükleer kazaların eksik olmadığı bölümde seçilen yazarlardan üçü kadın, yedisi erkek. Dilimize de çevrilen ‘Nagazaki’siyle Yuiçi Seirai, Nobel ödüllü Yasunari Kavabata ve pek çoğumuzun bayıldığı Studio Ghibli’den Isao Takahata’nın filmi yürek burkan ‘Ateşböcekletinin Mezarı’ndaki öykünün yazarı Akiyuki Nosama dikkat çekiyor.
Dünyanın bambaşka coğrafyalarında yaşayanların oluşturduğu kültürlerin yapıtları bugün kolaylıkla elimizin altına gelirken dünyaya bakmaktan kaçınmak içe kapanıp iyice bunalmak anlamına gelir. Mümkün olduğunca dünyaya bakmaya ve görülenleri paylaşmaya çalışmak şart. Başka kültürlerle de nefes alabilmek için. Murakami bahanesi olsun mesela Japon kültürünün.
[Ekim 2018]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder