C.C. Baxter: Ayna...kırılmış.
Fran Kubelik: Evet, biliyorum. Böylesini seviyorum. Hissettiğim gibi gösteriyor beni.
Fran Kubelik: Evet, biliyorum. Böylesini seviyorum. Hissettiğim gibi gösteriyor beni.
Pazartesi sabahı, sabah sabah Fran Kubelik... Çocukluğumda bir huyum vardı: Evdeki video kasetlerinde yer alan filmleri defalarca izlerdim, en çok izlediğim filmlerden biri de Irma La Douce -Sokak Kızı İrma- idi. Yeşil çorapları ve kuçu kuçusuyla Shirley MacLaine ve sersem acemi polis Jack Lemmon'un aşkına bayılırdım. O zamanlar The Apartment'ın video kasedi yoktu evde, ama ne zaman televizyonda bu filme denk gelsem izlerdim. Sevdiğim bir ikilidir MacLaine ve Lemmon. Billy Wilder senaryosunu da yazıp yönettiği bu filmle 1960 yılında Oscar alırken, başrol oyuncuları ne yazık ki o senenin BAFTA ve Altın Küre ödülleriyle yetinmek zorunda kalmışlar. Hikâye aslında çok basittir: Devasa bir sigorta şirketinde alt kademe bekar bir çalışan olan C. C. Baxter (Lemmon) orta düzey yöneticilerden bazılarına apartman dairesinin anahtarını vermektedir, çapkınlıkta kullansınlar diye. Kendisi ofis binasının asansörcü kızlarından Fran Kubelik'ten (MacLaine) hoşlanmaktadır. Bir gün şirketin patronu Bay Sheldrake gariban sigortacımızı terfi ettirir, tabii ki meşum anahtarın kendisine geçmesi şartıyla. Üstelik apartmanımızın yeni müşterisinin damı, Fran Kubelik'in ta kendisidir. Evli patronun çapkınlığı müthiş bir kargaşaya yol açacaktır. Fran Kubelik hiç de alışıldık "aptal kız" portresi çizmez, akıllı gözükür, ama o da "kandırılmaktan" kendini alıkoyamayacaktır. Bir de, son zamanlarda Mad Men dizisiyle takip ettiğimiz 1960'lar New York iş ortamı atmosferinin orijinal hali bu filmde yer almaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder